Kovboy filmlerini izlemişinizdir. Hollywood filmlerinin yıllarca temel konusu olmuştur. Bu filmleri bizler de büyük bir dikkatle izler, hayranlığımızı ifade etmekten geri durmazdık.
Bu filmlerin konusu neydi?
Bir sığır çobanının at üzerindeki cambazlığı, kement ile sığırları yakalaması..
Bir hırsızın akıl almak cesareti, tren üzerindeki kavgası.
Bir yerliyi öldüren, çiftçinin yaptığı akıl almaz plan.
Filmlerin konusu zamanla değişti.
Vietnam girdi Hollywood filmlerine. Bozguna uğrayan Amerikan ordusunun kaçış planları yapan neferleri bizlere birer kahraman olarak sunuldu.
Sonra gelişmiş silah teknolojileri ile donatılmış denizcilerin geri kalmış ülkelerde yaptıkları katliamları tüm dünyada vizyona soktular.
Sonra 11 Eylül saldırısı oldu. Çıkan yangın ve çöküntüde yangın söndüren, adam kurtaran kahraman itfaiyeciler devreye girdi.
Gelelim 15-16 Temmuz’da Türkiye’de olanlara.
Elleriyle tankları durduran, tankların önüne yatan, ağır silahlara karşı kahramanca yürüyen binlerce, yüzbinlerce insanlara tanık olduk ülkemizde.
Hiçbiri ABD filmlerindeki gibi ölümden korkmuyordu. Hiçbirisi atılan bombalardan dolayı travma yaşamıyordu. Hepsi, tekrar olsa yine giderdik, diyordu. Çarşaflı bir kadın hafriyat kamyonuna insanları doldurup, tankların atış alanına sürüyordu. Bir belediye çalışanı 5 dakika içerisinde tank kullanmasını öğreniyordu.
Bir genç koşarak gelip zıplayarak tankın üstüne çıkıp, içindeki darbeciyi derdest ediyordu. Önündeki kişi vurulan genç, kaçmak yerine onun yerini alıyordu.
Bir de olayın devlet adamlığı yönü var bu senaryolarda. ABD’de muhtemel bir saldırı anında başkan kaçacak ya delik arar, ya da uzayın yolunu tutar. Bizde ise milletin adamı meydanlara iniyoruz deyip, havaalanında halkı ile kucaklaşıyor. 24 saat gibi kısa bir sürede ellerinde ağır silahlar bulunan haşhaşiler silah bırakmak zorunda kalıyor.
Manzaraya bir bakalım. İşte ise destansı, hem de gerçek film senaryoları. Hem de dünyada vizyona girdiğinde gişe rekorları kıracak cinsten.
Hollywood bu konuya el atar mı bilmem? Bizim sinemacılara, yazarlara, senaristlere, belgeselcilere tavsiyemiz, bu fırsatı bir daha bulamazsınız.
Nereden tutarsanız tutun size birer kahramanlık hikâyesi.
|