Saçlarını kestirmişti kadın. Kendine kadın denilmesini isterdi. Keza kız kelimesine hep gıcık olmuştu. Ve bunun cinsellikle hiçbir alakası yoktu. Sevgilisinden ayrılmamıştı. Ailesiyle arası kötü filan da değildi. Hatta uzun zamandır görüşmüyordu onlarla. Ama saçını kestirmişti. Kırıklarını aldırması gerekiyordu. Ve bu durumla ilgili klasik sosyal medya felsefesi de yapmamıştı. Tam karşımdaki sandalyede oturmuş eye-linersız gözlerini gözlerime dikmişti. Bir duygu aradım gözlerinde. Boş değildi bakışları. Tekrar tekrar baktım en derine. Bir tek şey gördüm. Hissizlik. Birini öldürmüş olabilir. Acaba rica etsem beni de öldürür müydü? Rica etmeme gerek kalmaz belki. Ama kötü insanlar birbirini öldüremez. Birbirimize ihtiyacımız var bizim. Düşüncelerimi anlamış gibi bir gülücük kondu rujsuz dudaklarının kenarına. Hissetti. Yalnız olmadığını. Ürperdim. Kalktım ve kulağına fisildadim. Benim yerime de yaşa. Gülümsemesi soldu kahkaha attı. Uzaklaştım oradan. Saçlarımı kestirdim. Çünkü saçlarımı kestirmeseydim boğazımı kesecektim…
|