Hem kutsal dinimizin hem de yaşadığımız coğrafyanın bizlere kattığı belki de en büyük miras değil mi idi Edep?
Ne oldu da bu hale gelebildik veya getirildik peki... Kimlerin başarısı, kimlerin asimilasyonu ya da kimlerin uyuşturulmasıydı edepten uzak yaşamaya alışmak. Lafa gelince muhafazakar olmaktan bahseden bizler ne ara unutur olduk hayayı. Halbuki en Yüce Makam Kitabında şöyle buyurmuyor mu?
- Onlar bir Edepsizlik yaptıkları zaman da: ''Atalarımızı böyle bulduk ve bize bunu Allah emretti.'' derler. De ki: “Allah, Edepsizliği emretmez. Bilmediğiniz şeyleri Allah’ın üzerine mi atıyorsunuz?'' Ar'af 7/28
Ne yazık ki günümüzü kısaca özetlemeye kalktığımızda sonuçların ne kadar vahamete eriştiğini görmemiz çok da zor olmayacaktır. Sabah evden çıktığımızda iş yerine gidene kadar ki korna ve hatta hakaretlere varan edep yoksulluğu. Gün içerisinde iş toplantıları, iş yemekleri ya da iş ziyaretlerinde sergilediğimiz tutum veya nahoş davranışlar. Muhakkak ki hayat şartları, stres, geçim kaygısı, sağlık, anlık psikoloji’yi göz ardı etmiyorum. Fakat bu olasılık maalesef çok ama çok küçük rakamlara tekabül ediyor edep savurganlığımız yanında.
Velev ki bunca hengame arasında akşam oldu ve evimize geçip huzurlu bir yemek, ardından da maç izleme hayali kurduk... ki maçın en fazla 7. dakikasında yayıncı kuruluş sesi kısar itinayla..
Neden?
Çünkü ev sahibi takımın yaklaşık 30 bin taraftarı deplasman takım futbolcularının aile bireylerine, evlatlarına, annelerine en ağır hakaretleri aksedeceklerdir..
Peki bu ne için?
Önceki maçta diğer takım taraftarları kendi futbolcularına aynı muameleyi layık görmüş, intikamın da alınması hak!!! imiş...
Maçı ses kalitesizliğinden dolayı keyifle izleyemedik bari özetini ve yorumlarına bakalım gafletine mi düşsek acaba derken...
Minimum 4 veya 5 kişiden oluşan, sesi gür olma şartı aranan kıymetli spor yazarlarımız, eski hakemlerimiz, taze emekli futbolcularımız birbirini her an öldürecekmiş gibi hararetli tehditler savuruyor, eyyamlar, ithamlar, edebin hükmünün olmadığı karanlık cümleler...
Anne’me sesleniyorum ardından...
Neydi Anacığım senin şu meşhur yarışma programının adı?
Ormanda hayatta kalmak için savaşıyorlardı ya hani?
Onu izleyelim bari, en azından edepsizlikleri açlıklarından der sineye çekeriz...
Edep aklın sûretidir. Hz. Ali (R.A)
Edep bir taç imiş nuru Hüda’dan, giy o tacı emin ol her türlü kaza ve beladan. Abdülkadir Geylani Hz
Nokta..!!!
|