Maaş; bir kişiye yaptığı işin karşılığı olarak düzenli bir şekilde ödenen para olarak tanımlanabilir. Maaş günlük, haftalık, aylık ve yıllık olarak ödenebilir.Basit gibi görünse de her birinin ayrı ayrı sistematiği ve neden olduğu sonuçlar vardır. Kısa süreli işler , mevsimsel işler yani geçici olarak gerçekleşen işler dışında sürekli iş gören şirketler ve devletler konumuzun kapsamını oluşturacaktır.
Maaş aralığı, insanların ekonomik planlar yaptıklarında dikkate aldıkları en önemli kriterlerden biridir. Bunun farkında olan ulusal ve uluslararası aktörler insanların kazandıkları paranın ceplerinden nasıl çıkarmasından çok, bilinçsizce çıkarmalarını daha fazla tercih etmektedirler.Bunu istemelerinin sebebi,insanların bilinçsiz harcama yapmaları,ve bu yüzdende ait oldukları yerlerde uzun süre çalışmak zorunda kalmaları ve daha ağır şartlar altında işlerine devam etmek zorunda olduklarından olsa gerek. Maaş aralığı da günümüzde bu durumu gerçekleştirmeleri adına güzel bir araç haline gelmiş durumdadır.Akıllarda oluşan soru maaş aralığının bunun üzerinde nasıl bir etkisi olabilir?
Dünya'nın çoğu bölgesinde kullanılan ''aylık sistemi'' ele alalım. Küreselleşmeninde beraberinde getirdiği taksitle mal sahibi olma konusu da örneğimiz olsun.İnsanların sahip olmak istedikleri mallar yani;menkuller gayrimenkuller vs. ortalama olarak bir aylıkla alınabilecek ürünler değil. Ve bu malları elde etmek için bankalardan kredi olsun ya da başka kaynaklardan borç alma şeklinde olsun insanlar bir şekil de uzun vadede borç yükümlülüğü altına girmektedir. Ve bu borcu ödeyebilmek adına çalıştığı yerde çalışmaya devam etmesi gerektiğinin bilincinde bu borca girmiş bulunmaktadır. Çalışanın bu mecburiyetini bilen işveren bu kozu her aşamada kullanmaktan geri durmamaktadır. İnsanlar her ne kadar kendi isteğiyle satın almış olsa da geniş perspektiften bakılınca bu duruma mecbur bırakıldığının görülmesi çok zor olmasa gerek. Diğer bir açıdan, insanı düşünmemeye zorlayan bu sistem, bir ayda tasarruf edilen parayı, gelecek aybaşı alacağı paranın garantisiyle de ihtiyaç dışı gereksinimlere harcanmasına yol açmaktadır. İnsanlar artık geleceğini değil bulunduğu ayı çıkaracak planı yapıp ayın sonunu getirdiği zaman mutlu olur hale gelmiştir.
Her sistemin avantajları dezavantajları elbette ki mutlaktır. Ancak insanları köle haline getiren her sistemin avantajları benim kanaatimce tartışmaya kapalıdır.İnsanı moronlaştıran düşünmeden çılgınca tüketime zorlayan sistemler, aktörler insanlığı buna mecbur bırakarak istediklerini elde etselerde,dünya kaynaklarının bu tüketime yetmeyeceği ve insanın bu denli basite indirgendiği düzenin varlığını sürdüremeyeceği görüşündeyim.
|