Adalet, Evrenin ruhudur


Bu makale 2015-06-26 19:19:59 eklenmiş ve 1303 kez görüntülenmiştir.

Bugün siyaset yazmayacağım. Bu yazımı adalet ve adaletli olma üzerinde yazmamın sebebi toplumumuzda son zamanlarda gördüğüm adaletsiz davranışlar, peşin hükümlü hareketler ve yargısız infazlardır.

Ömer Hayyam, “Adalet, evrenin ruhudur” der. Bu çok anlamlı ve güzel sözü de yazının başlığı olarak belirledim. Maalesef toplumumuz renksiz, ruhsuz ve şuursuz bir hale gelmiştir. İnsanlar sadece para kazanma ve zengin olma sevdasının peşinde koşar hale gelmiştir. Buna bir de makam ve mevki hırsı eklenince insanlar ruhlarını şeytana satar hale gelmişlerdir. İnsanın ruhunu alırsanız, değerlerini yok ederseniz geride ne kalır? Adalet de evrenin ruhudur.Adaletin olmadığı yerde huzur kalmaz, insanlar mutlu olmazlar. Böyle bir durumda Allah’ın gazabını beklemekten başka çare kalmaz.

Tokat niye boşalıyor? Niye insanlar başka yerlere göçüyor? Bu sorunun altında bile adaletsizlikler, haksızlıklar yatıyor. Birilerini desteklerken, birilerini unutursanız, unutulanların çekip gittiğini de fark etmezsiniz.

İslâm’ın temelinde hak, adalet ve doğruluk vardır. Yüce dinimiz daima hakkın ve haklının yanında yer almayı emreder. Fakat inandığını ifade eden birçok kimsenin hakkın ve haklının yanında yer alma yerine, menfaatlerine göre hareket ettiklerini, güçlü olanlara şirin gözükmeye çalıştıklarını görmek ise beni kahrediyor. Doğruları söylemekten korkuyoruz. Doğruları söylediğimiz zaman memleketimizden sürülme endişesi yaşıyoruz.

Birileri kalkıp doğruyu ve hakkı savunduğunda güçlünün yanında yer alan kişiler hemen (Doğrucu Davut) yaftası ile karşısındakini susturmaya çalışıyorlar. Fakat şu bilinmelidir ki, hakkı ve adaleti savunanın kalmadığı bir toplum mutlak surette yıkılmaya mahkûmdur.

İslâm’a göre insanların üstün olmasını sağlayan şey herhangi bir aileye, herhangi bir kabileye veya kavme mensup olmaları değil, haklı olmalarıdır. Bu husus peygamberimizin en temel özelliği olmuş ve hep hakkı ve haklıyı savunmuştur. (Kızım Fatma da olsa hak ettiği cezayı verirdim) düsturu da bunun en güzel örneği değil midir? Peki günümüzde durum böyle mi? Düne kadar Kur’an’ı kendilerine düstur edinenler, kendileri hata yapınca, (Bu bizdendir, bu güçlüdür, dokunmayalım davamıza zararı olur) demiyorlar mı? Oysa adaletin olmadığı yerde, kaos vardır. Adaletin tesis edilmediği yerde yıkım vardır.

Herakletios, “Adaletsizliği bir yangından daha çabuk önlemeliyiz” diyor. Evet, bir adaletsizlik gördüğümüzde bunu hemen engellemezsek, bu yangın bir gün mutlaka o toplumu saracaktır. Sanırım şu anda bu ateşin, bu yangın içerisindeyiz. Fakat ya insanlar farkında değil, ya da bu yangın bana gelinceye kadar söner, fikrine kapılıyor.

William Watson, “Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun” derken, şeriatın kestiği parmağın acımayacağını en güzel şekilde ifade etmektedir. Acı da olsa adaletin mutlak surette tecellisi etmesi gerekmektedir. Gerekirse parmaklar, kollar kesilmelidir.

İnsanların haklının yanında olup adalete göre değil, her ne surette olursa olsun kendi ailesini, aşiretini, kavmini, yandaşlarını, ırkını haklı çıkarmaya yönelik saplantıları, tarihteki çatışma ve zulümlerin en büyük sebebidir.

Yazımı Peygamberimizin (Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır) sözü ile bitirirken, herkesin üzerine alınması gereken hususlar olduğunu belirtmek isterim. Yani bu yazı herkes içindir.

Diğer yazıları...
Gazete Manşetleri

Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 

E-Mail Bülten Kaydı
Arşiv Arama
- -
Anket
Sitemizi Nasıl Buldunuz?
Fena Değil
Güzel
İdare eder
Kötü
Çok kötü
Ankara Portalı | Baskent.org
© Copyright 2015 www.baskent.org. Tüm hakları saklıdır.
GÜNDEM
Kadına Şiddet
Anayasa Haberleri
Trafik Kazaları
Yerel Seçimler
SPOR
Galatasaray
Fenerbahçe
Basketbol Haberleri
Şampiyonlar Ligi
SİYASET
Recep T. Erdoğan
Devlet Bahçeli
Kemal Kılıçdaroğlu
AK Parti Haberleri
EĞİTİM
Eğitim Haberleri
Eğitim Bakanlığı
A.Ö.L.
Eğitim Portalı
DÜNYA
Avrupa Haberleri
Amerika Gündemi
Suriye İç Savaş
Arıkan Meselesi