'Annelerin tek amacı var: O da çocuklarına kavuşmak'

"Bir tarafımızda şehit annesi var, öbür tarafta dağa çıkmış ya da kaçırılmış çocukların anneleri var. Bir şehit annesinin evladının hikâyesini dinliyorsun, bir Mehmetçikle savaşmak için dağa çıkarılan, kandırılan çocukların annelerinin anlattığı hikâyeleri dinliyorsun. O yüzden çok enteresan, farklı bir ortamdı. İkisinin de evladı elinden alınmıştı. Anneler feryat ediyorlardı. Aslında iki tarafından sebebi, müsebbibi aynı kişiler, aynı örgüt idi."
Bu haber 2019-09-24 12:22:04 eklenmiş ve 678 kez görüntülenmiştir.

 

“Diyarbakır’a gitmeden önce benim de soru işaretlerim vardı. Ama oraya gittiğimde, şahit olduklarım orda bekleyen annelerin kesinlikle bir kurgu olmadıklarını gördüm. Annelerin evlatlarının hasretiyle yandıklarını, fenalık geçirdiklerine bayıldıklarına şahit oldum.”

 

Bu sözler geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’da HDP İl Başkanlığının önünde evlat nöbeti tutan anneleri ziyaret eden Hempa Çocuk Derneği Başkanı İbrahim Enes Duruay’a ait. Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı ile birlikte annelere destek için Diyarbakır’a giden Duruay, oradaki atmosferi başkent.org’a anlattı. 

 

Nöbet bekleyen annelerin feryatlarını, bölgenin annelere tepkisini anlatan Duruay; annelerin orada parayla ya da başka amaçlarla bekledikleri iddiaları için “Aslında anneler bir risk alarak buraya gelmişler. Mesele parayla çözülecek kadar basit ise mesele, o zaman HDP ailelere para verip göndersin, bakalım oradaki anneler gidecek mi?” diye sordu. 

 

Birleşmiş Milletler ile terör örgütü PKK arasında yapılan gizli anlaşmayı hatırlatan Hempa Çocuk Derneği Başkanı İbrahim Enes Duruay, Diyarbakır izlenimlerini başkent.org’a anlattı. İşte röportajımız…

 


ORADAKİ ANNELERİ GÖRDÜĞÜNÜZDE NE YAPTINIZ, İLK OLARAK NELER DÜŞÜNDÜNÜZ? 

 

Ne yapacağımı şaşırdım.  Annem geldi aklıma. Zaten şehit anneleri de vardı orada. Bir tarafımızda şehit annesi var, öbür tarafta dağa çıkmış ya da kaçırılmış çocukların anneleri var. Bir şehit annesinin evladının hikâyesini dinliyorsun,  bir Mehmetçikle savaşmak için dağa çıkarılan, kandırılan çocukların annelerinin anlattığı hikâyeleri dinliyorsun. O yüzden çok enteresan, farklı bir ortamdı. İkisinin de evladı elinden alınmıştı. Anneler feryat ediyorlardı. Aslında iki tarafından sebebi, müsebbibi aynı kişiler, aynı örgüt idi. O anneler arasında bence bu ayrıntı çok gözden kaçırılıyor. Onların arasında polis ve asker anneleri de var. İşte arabayla giderken, önleri kesiliyor. Polis ya da asker olunca kaçırılmışlar. Bu şekilde kaçırılan ve durumu meçhul olan annelerde var aralarında. O yüzden toplumdaki “teröristlerin annelerini mi destekliyorsun” yargısı çok yanlış!

 

 

SİZ ORADAYKEN NELERE ŞAHİT OLDUNUZ ORADA? ORASI AYNI ZAMANDA HDP’NİN İL BAŞKANLIĞI BİNASI, HDP’LİLER HİÇ BİR ŞEY OLAMAMIŞ GİBİ GEÇİP GİRİYORLAR MI İÇERİYE? 

 

Kapıyı ikiye bölmüşlerdi. Güvenlik görevlileri, polisler dizilmişler bir kapıya, anneler orada eylem yapıyorlar. Diğer taraftan giriş çıkışlar devam ediyor. Onların vekilleri de kendi partililerine motivasyon amaçlı geliyorlar.  Zaten sürekli o camlardan balkonlardan izliyorlar, neler oluyor, ne bitiyor diye.  Bir tane HDP milletvekili çıkış yapmıştı. Orada küçük çaplı bir arbede yaşandı. Ondan sonra oturduk tekrar merdiven basamaklarına. Camdan izliyorlardı bizi. Bunu gören annelerden birisi bağırmaya başladı. “Siz orada neyi izliyorsunuz, bizim çocuklarımız gitti. Madem erkektiniz siz kendiniz gitseydiniz. Çocuklarımızı neden alıkoyuyorsunuz” diye.  

 

 

 

 

ORADAKİ ANNELERİN AMAÇLARI NE SİZCE? NEDEN ORADA BEKLİYORLAR VE NEDEN ŞİMDİ BÖYLE BİR EYLEM YAPMA İHTİYACI DUYMUŞLAR? 

 

Yaş grupları çok küçük 13, 14 yaşlarında. Olayların üzerinden tabi epeyce zaman geçmiş. 3-4 yıl geçen de var aralarında ama evlatlarını arayacak bugünkü gibi bir cesareti bulamamışlar kendilerinde. Hacire Ana’dan sonra hani derler ya “cesarete bulaşıcıdır” diye, o annelere de cesaret bulaşmış. Ama hala sessiz olan bölge insanı var. Yani kapıda bekleyen annelerden çok daha fazla ananın yüreği yanık aslında. Buradaki annelerin tek amacı var; o da çocuklarına kavuşmak. HDP’den ya da PKK’dan hesap sormak değil,  yargılatmak değil, çünkü bu olay yaşandı ve gördük. Hacire anne çıktı, HDP’nin kapısında evladını aradı, bekledi, evladına kavuştu. Şimdi orada bekleyen anneler de Hacire Ana gibi evlatlarına kavuşmak istiyor. Başka amaçları yok! Bir de bir anne kesinlikle sadece evladı için böyle bir riske girer, başka bir amaçla asla giremez.  O yüzden ben bir kurgu olabileceğini ya da oradaki annelerin parayla orada oturabileceğine inanmıyorum.  Aslında bir risk alarak buraya gelmişler. Biz oradayken PKK elebaşları tehditler gönderdiler. Bu kadar basit ise mesele, o zaman HDP ailelere para verip göndersin, bakalım oradaki anneler gidecek mi? 

 


SİZCE HDP YETKİLİLERİYLE ANNELER GÖRÜŞÜYORLAR MI? 

 

Görüşüyorlarsa da beyan eden olmadı şimdiye kadar. Sadece şuna şahit oldum ben; HDP’liler binaya girerken annelere küfür ediyorlardı, karşılıklı bir itiş kakışma oldu. Hatta camlar kırıldı. Diyarbakır’daki anneleri bastırmak için diğer oyuncuların sahaya indiğini de görüyoruz. Bazı annelerin İstanbul’da Ankara’da AK Parti binasının önünde eylem başlattıklarını gördük. Ama mesele sandıkları gibi basit bir mesele değil,  o annelerin çığlıkları hemen unutulacak gibi değil.

 

 

ORADA SİZİ EN ÇOK HANGİ HİKÂYELER ETKİLEDİ?

 

Bir anne çocuğunun imam olmak istediğinden bahsetti.  Hatta 19 cüz Kuran ezberlemiş, çocuğu kaçırmışlar. Daha sonra aile bir şekilde haber almış, şimdi çocuğun eline Kuran bile vermiyorlarmış. Anne bize diyor ki; “benim oğlum hoca, imam olacaktı; kaçırdılar terörist yaptılar.” diyor. 15 yaşında hemşirelik okuyan bir kız çocuğu vardı. Onun annesi de ”benim kızım insanları iyileştirecekti, insanları iyileştirecekti. Şimdi insanları mı öldürüyor ne yapıyor bilemiyoruz.” diye feryat ediyordu. 

 

 


ORADAKİ AİLELER ÇOCUKLARIYLA KAÇ SENEDİR GÖRÜŞEMİYOR?

 

Terör örgütü PKK elebaşları, aileleri tehdit ettiğini anlattılar. Mesela ailenin 5 çocuğu var, 4 çocuğunun canına karşılık, yani bir vergi gibi görüp içlerinden bir çocuğunu alıp dağa götürüyorlar.  Hatta şöyle de anlattılar; yüklü miktarda erzak, silah yardımı yapılırsa çocuğu geri veriyorlarmış. Bu bilgiler, daha önce İç İşleri Bakanlığı’na da yansımıştı. Zaten biz oradayken HDP’li bir bayan vekil “her evden biri yetmez mi bu dava için bir çocuğunuzu feda edin.” dedi.

 


ANNELER HDP’Lİ VEKİLLERİN ALAYCI VE UMURSAMAZ TAVIRLARINA NASIL TEPKİ GÖSTERİYOR?

 

Anneler çok tepki gösterdi bu açıklamalara. Hatta bir anne dedi ki; “ben kanser hastasıyım, doğurabilecek olsam 5 tane daha çocuk doğururum ve birini bile asla onlara vermem. Gitsinler kendi çocuklarını versinler. Kendi çocukları Avrupa’da lüks hayat yaşıyorlar. Benim çocuğumun dağda ne işi var” diye tepki gösterdiler. Nitekim basına da yansıdı;  HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın oğlu Neçirvan Buldan’ın İngiltere’de,  eğitim görüyor. HDP Ankara Milletvekili Kemal Peköz’un kızı Hevi Peköz ise Paris’te lüks içinde yaşıyor. Anneler çok tepkili HDP’ye. İnanmıyorlar onlara… 

 

 

SİZİN DERNEK OLARAK ELİNİZDE DAĞDA KAÇ ÇOCUK OLDUĞUNA DAİR BİR BİLGİ VAR MI? 

 

Birleşmiş Milletler ’in raporuna göre; dağda binlerce çocuğun olduğu söyleniyor. PKK’nın AB’deki adı YPG ile BM arasında geçtiğimiz ayda bir anlaşma yapılmıştı.  Çocukların akşam evlerine gönderilmesi yönünde. Bu anlaşma yapıldıktan çok kısa bir süre sonra 14 yaşındaki bir çocuk dağa kaçırıldı. Ailesi bunu şikâyet etti. Bakıldı ki; gerçekten PKK tarafından kaçırılmış. BM, bunun üzerine YPG ile yaptığı anlaşmayı fesih etti. Aleni bir anlaşma değildi. Gizli bir anlaşmaydı. Zaten bu olay ortaya çıkınca anlaşma da gün yüzüne çıkmış oldu. Hani terör örgütü PKK elebaşları ve siyasi ayağı “çocuk kaçırma falan yok, onlar kendi isteği ile geliyor.” O zaman sorarlar adama, “o zaman BM ile niye bu anlaşmayı yaptın diye.” Yurt dışındaki basına da yansıdı. El Mönitör diye Suudi kaynaklı yüksek tirajlı bir haber sitesi var. Orada da “dağdaki çocuklara iki şans veriliyor, ya burada kalıp burada öleceksiniz ya da teslim olup yıllarca hapis kalacaksınız, aileniz öldürülecek seçim sizin.” deniliyor. 

 

 

PEKİ DİYARBAKIR HALKININ HDP İL BİNASININ ÖNÜNDE EVLATLARI İÇİN BEKLEYEN ANNELERE TEPKİSİ NASIL?

 

Bir şeye ya tepki gösterirsin ya desteklersin ancak bölge halk sessiz kalmayı seçmiş gibi. Belki öyle değil ama şimdilik öyle görünüyor. Orası işlek bir cadde aynı zamanda annelerin oturduğu yoldan hemen arabalar geçiyor. Basın mensupları kenara çekiliyor araba geçip gidiyor. Ya bakıyorlar annelere ya da bakmadan geçiyorlar. Bir de zaten bölge halkı da eskisi gibi bakmıyor meselelere. Bıkmış yani onu da görüyorsun. Benim gördüğüm şey şu; oradaki insanlar artık kendilerinin terörle anılmasından, eylemlerle, HDP ile anılmaktan bıkmış. Haklılar da! Çünkü Diyarbakır bunların çok daha ötesinde bir yer aslında. Binlerce yıllık bir tarihi geçmişi var. Dünya tarihinde tarımın ilk yapıldığı yer Diyarbakır mesela, medeniyetin beşiği olmuş asırlarca. Hevsel Bahçeleri var, UNESCO koruma listesinde. Ama  biz bunun ne kadarını bilebiliyoruz.

 


ORADAKİ ATMOSFERE ŞAHİT OLAN, ANNELERİ DİNLEYEN BİRİ OLARAK SİZCE DİYARBAKIR’DAKİ EVLAT NÖBETİNİN SONUNU NASIL GÖRÜYORSUNUZ? 

 

Kanaatim; katılım daha da artacak. Zaten HDP’de yavaş yavaş geri adım atmaya başladı. Açıklamalar peş peşe gelmeye başladı. Selahaddin Demirtaş, “Sadece HDP önündeki anneleri değil, eli yüreğinde bekleyen tüm anneleri sevindirecek, ülkeye demokrasiyi ve barışı getirecek girişimlerin önünü açalım” dedi. HDP Diyarbakır İl Başkanı “burada değil meclise gelin, orda bir komisyon kuralım, burada değil meclisin önünde oturun.” dedi. Artık bundan sonrasını HDP’den gelen adımlar gösterecek. Ya oradaki annelere evlatlarını verecekler ya da anneleri ikna etmek için bir yol bulacaklar. Ama anneler çok kararlı. Evlatlarını almadan gitmeyecekler. 

 

 

SON OLARAK KAYYUM MESELESİNİ DE SORMAK İSTİYORUM. DİYARBAKIR’DA KISA BİR SÜRE ÖNCE BAZI BELEDİYELERE KAYYUM ATANDI. SİZ ORADAKİ HALKIN KAYYUMA TEPKİSİNİ GÖZLEMLEDİNİZ Mİ? 

 

Gözlemlediğim kadarıyla halk kayyumdan rahatsız değil! Ben daha öncede Diyarbakır’a gittim, organizasyonlar yaptık. Orada bir ilçede kayyum vardı. İlçede okuyan çocuklar için belediye servisle ücretsiz taşımacılık yapıyordu. 31 Mart seçimlerinde HDP’li belediye başkanı seçilince o taşımacılık hizmeti kaldırıldı. Bu sadece küçük bir örnek. Seçimden önce benim görüştüğüm insanlar özetle şöyle diyordu: “biz yine mecburiyetten oyumuzu HDP’ye vereceğiz ama kayyum gelirse çok iyi olur.” Kayyumun atandığı zamanlarda 50 kişilik küçük bir grup protesto etmişti. HDP’nin bir ilçedeki gençlik yapılanması 50-100 kişiden fazladır. Bu rakamlar bize sayının çok az olduğunu, HDP’nin kendi içinden bile bu konuda desteklenmediğini gösterir. Yani hayat devam ediyor Diyarbakır’da, kayyumla ilgilenen falan yok. Bölge halkından eylem yapanlarla ilgili hoş şeyler söylemediklerini de bizzat duydum. 

 

DİYARBAKIR’DA KİMSE KAYYUMDAN RAHATSIZ DEĞİL DİYORSUNUZ YANİ…

Evet, rahatsız değiller, çünkü halk hizmet alıyor. Kaldı ki; hem 24 Haziran Genel Seçimleri’nde hem de 31 Mart’taki Yerel Seçimleri’nde HDP’ye verilen oy oranlarının düştüğünü de gördük. Eğer batıdaki şehirlerden oy gelmemiş olsa HDP baraj altında kalırdı. 

 

RÖPORTAJ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUZ.

Ben teşekkür ediyorum. 

 

HABER:baskent.org

ETİKETLER : diyarbakır hdp terörist anne kayyum HEMPA haber güncel röportaj
Okumak İsterseniz -Diğer RÖPORTAJ haberleri
Gazete Manşetleri

Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 

E-Mail Bülten Kaydı
Arşiv Arama
- -
Anket
Sitemizi Nasıl Buldunuz?
Fena Değil
Güzel
İdare eder
Kötü
Çok kötü
Ankara Portalı | Baskent.org
© Copyright 2015 www.baskent.org. Tüm hakları saklıdır.
GÜNDEM
Kadına Şiddet
Anayasa Haberleri
Trafik Kazaları
Yerel Seçimler
SPOR
Galatasaray
Fenerbahçe
Basketbol Haberleri
Şampiyonlar Ligi
SİYASET
Recep T. Erdoğan
Devlet Bahçeli
Kemal Kılıçdaroğlu
AK Parti Haberleri
EĞİTİM
Eğitim Haberleri
Eğitim Bakanlığı
A.Ö.L.
Eğitim Portalı
DÜNYA
Avrupa Haberleri
Amerika Gündemi
Suriye İç Savaş
Arıkan Meselesi