Profesör, akademisyen ve yazar Üstün Dökmen, Posta gazetesine verdiği röportajda ilginç ifadeler kullandı.
Röportajda, Dökmen’in dokuzuncu romanı ‘Ay Kapanı’ isimli kitabı üzerine kurulmuş bir röportaj. Kitap kadına ve doğaya yönelik şiddeti konu alıyor.
Dökmen röportajda Türk kadını üzerine ilginç tespitler yapıyor.
“Mesela diyorlar ki: “Türkler’de kadınlar makbuldür, kadınların sözü geçer.” Yalan efendim, tamamen yalan. Hangi konularda geçer kadınların sözü? Ben size söyleyeyim. Fasülyeden, önemsiz konularda. “Akşama ne yemek yapalım Bey?” Beyimizin cevabı: “Hanım sen karar ver.” Bir akrabanın düğünü vardır. “Ne takalım Bey?” Beyimiz lütfeder: “Hanım sen karar ver.” Mesela diyorlar ki: “Türkler’de kadınlar makbuldür, kadınların sözü geçer.” Yalan efendim, tamamen yalan. Hangi konularda geçer kadınların sözü? Ben size söyleyeyim. Fasülyeden, önemsiz konularda. “Akşama ne yemek yapalım Bey?” Beyimizin cevabı: “Hanım sen karar ver.” Bir akrabanın düğünü vardır. “Ne takalım Bey?” Beyimiz lütfeder: “Hanım sen karar ver.” Neymiş efendim? Türk kadını çaktırmadan kocasını yönetirmiş. Bırakın Allah aşkına. Böyle diyerek kadını da bir nevi onore ediyor ve kontrol altında tutuyor.”
Dökmen’in Türk kadınını aşağılayan cümleleri bunlarla sınırlı değil...
Ünlü yazar, röportajda en ilginç sözler ise dantel ve mantı üzerine sarf etti. Dökmen’e göre; bizde dantel ve mantıyla kadınlarımız esir edilmiş.
İşte skandal cümleler!
“Dantel ve mantı kadın emeğini sömürmektir. Benim eşim Kayserili, oradan biliyorum. Ben size söyleyeyim. Bir çorba kasesine 30 mantı giriyor. Beş kişilik misafire mantı hazırlamaya kalksan zaten o mantıyı hazırlamak iki gün sürüyor. Neymiş efendim, “Benim annem, benim eşim dünyanın en güzel mantısını yapar.” E, bir zahmet otur kendin yap o zaman. Sonra kadın daha 50 yaşına gelmiş, gökyüzünde Samanyolu gözükmüyor. Biz bu ikisiyle kadını eve bağladık. Üç de çocuk yaptı mı tamam. Kadın garantide. Şimdi gelin de bu sorunların varlığı konusunda birlik olalım. Mümkün mü? Hangi erkek bunu kabul eder?”
Kadınlarımıza sorduk: Dantel ve mantı yaparak esir olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Biz de sokağa çıktık ve dantel mantı konusunda kadınlarımızın fikrini sorduk. İşte cevaplar;
Muazzez Hanım (55 yaşında); “danteli çok eskiden çeyizime yapardım, şimdi unuttum ama mantıyı çok severek yaparım. Keyifle de konuya-komşuya, akrabalarıma yediririm. Bizim kültürümüz bu, esir mesir ne alaka Allah aşkına...”
Saliha hanım (42 yaşında); “danteli de mantıyı da bilirim. Hatta çocuklarımın eğitimine katkı sağlamak için dantel çok yaptım, onları dantelden kazandığım paralarla rahat okuttum. İyi ki öğrenmişim danteli, yavrularım dantelin çok yemeğini yedi.”
Duygu hanım (36 yaşında); “danteli bilmem ama mantıya bayılırım. Annem çok güzel yapar. Dediğiniz kişi niye öyle demiş anlamadım. Annem bize mantı yaptığında çok mutlu oluyor, geçip karşımıza bizi izliyor. Esir oluyor demek çok saçma ve mantıksız. Tam tersi bizi mutlu ettiği için mantısıyla biz onun esiri oluyoruz. Ha ha (gülüyor)”
Nimet hanım ( 44 yaşında); “dantel, mantı ile Türk kadınının esir olması ne demek Allah aşkına. Bunlar ne kadar saçma bir düşünce. Ben ilkokul mezunuyum. Mantıcı da çalışıyorum, orda kendime iş buldum. Mantıdan ekmeğimi kazanıyorum. Yıllarca misafirlerime yaptığım mantıyı şimdi müşterilere yapıyorum. Mantı ekmek kapım oldu. İyi ki öğrenmişim zamanında.”
Dökmen daha önce de tepki çeken ifadeler kullanmıştı
Üstün Dökmen’in ilk gafı değil bunlar…
Sakarya İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen bir programda, Prof. Dr Üstün Dökmen, başörtülü öğretmenler için skandal sözler sarf etmişti.
Seminer konuşması yapan Üstün Dökmen, bin yıldır Müslüman olan Anadolu topraklarında yaşadığını hiç düşünmeden, başörtülüleri aşağılayarak "Nasıl bir pilot sarhoş olmamalı, bir Hristiyan psikolog haç takmamalı ise; Rehberlik Öğretmeni de Başörtülü bir olmaz!, meslek icra edilirken İnşallah, Maşallah, Hayırlısıyla gibi cümleler sarf edilmemelidir!" demişti.
Dökmen’in sözleri kamuoyundan ve sivil toplum kuruluşlarından çok tepki almıştı.
haber: baskent.org
|