AK Parti kapatma davasının 11. yılı

Bugün AK Parti'ye açılan kapatma davasının 11'inci yılı...

AK Parti Ankara İl Gençlik Kolları üyeleri, davanın açıldığı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı önünde toplanarak bir basın açıklaması yaptı.

Balgat'taki Başsavcılık binası önünde toplanan kalabalığın arasında partililerin yanısıra Ankara Milletvekili Asuman Erdoğan ile Ankara İl Gençlik Kolları Başkanı Ali Osman Özdemir de hazır bulundu.  AK Partililer adına açıklamayı Ankara İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Ömer Cihat Mert yaptı.

AK Parti'nin demokrasi mücadelesinde aştığı sayısız engellerden biri olan kapatma davasının 30 Temmuz 2008'de Anayasa Mahkemesi tarafından karara bağlandığını hatırlatan Mert, "Milletin değerlerinden uzak, bu toprakların özüne yabancı, millete rağmen kendini asıl zanneden grupların değil, milli iradenin üstün geleceğini her fırsatta savunan ve bu minvalde hareket eden AK Parti, milletin gücü ve desteği ile kurulduğu günden bugüne karşılaştığı bütün bu vesayetçi müdahalelerin üstesinden gelmiştir" diye konuştu.

Mert, AK Parti hakkında karalama kampanyası yapanların en önemli argümanının laiklik olduğuna dikkat çekerek; "Ancak süreç göstermiştir ki 'Karanlığa kapalı, aydınlığa açık' sloganıyla yola çıkan partimiz, ülkemiz için her zaman aydınlığın öncüsü olmaya devam etmiştir." ifadesini kullandı.

AK Parti'nin, üniversitelerdeki başörtüsü sorunu ve katsayı problemi gibi hususları çözme girişimlerinin laikliğe karşı gibi aksettirildiğine vurgu yapan Mert,  şöyle konuştu:

"Gençlik kollarımızın düzenlediği iftar programından, üniversitelerdeki başörtüsü sorununu ve katsayı garabetini çözme yolundaki girişimlere kadar birçok meseleyi laikliğe karşı odak haline gelmekle eş tutan vesayetçi zihniyet, eğer bunlar gerçekleşirse Türkiye’nin ortaçağa döneceğini iddia ediyordu. Eğer Ak Parti durdurulamazsa Türkiye nefes alınamayacak bir ülke haline gelecekmiş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyordu. Ancak milletimizin desteği ve hakemliği ile bugün hem üniversitelerde hem de kamuda başörtüsü sorun olmaktan çıktı. Katsayı problemi çözüldü. Kendi siyasi düşüncelerinin iktidar olamamasının depresif saldırganlığı ile bu korku atmosferini oluşturmaya çalışanlar da dahil olmak üzere bugün bütün bu sorunları çözmüş bir Türkiye olarak hep birlikte huzur içinde yaşıyoruz. Şimdi biz gençlik kolları olarak katsayı problemini lisedeki genç kardeşlerimize anlatmakta güçlük çekiyoruz. Eskiden böyleydi derken “öyle saçmalık olur mu” tepkileriyle karşılaşıyoruz. Onları “Evet kardeşim gerçekten şaka gibi ama biz koca koca akademisyenlerin, siyasetçilerin, sözde hukukçuların bu adaletsizliği savunduğunu  gözlerimizle gördük” diyerek onlara yakın geçmişimizi anlatmaya çalışıyoruz."

İşte basın açıklamasının tam metni: 

Değerli basın mensupları;

Bugün Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde aştığı sayısız engelden biri olan kapatma davasının karara bağlandığı tarihin yıl dönümünde, partimizin verdiği demokrasi mücadelesine dikkat çekmek için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın önünde buluştuk. 

Yıl 2008. 3 Kasım 2002’de milletin iradesiyle tek başına iktidar olan Ak Partimizin 2007 yılında yapılan seçimlerde güven tazeleyerek Türkiye’nin ufkunu açma yolunda emin adımlarla ilerlediğini gören bazı odaklar bu kutlu yürüyüşü akamete uğratmak için harekete geçti. Er meydanında milletimizin umudunu yenemeyenler çalıyı arkadan dolanarak bir hukuk garabetine imza attılar ve partimize kapatma davası açtılar. 14 Mart’ta açılan kapatma davası 30 Temmuz’da Anayasa Mahkemesi tarafından karara bağlandı. O dönem partimiz hakkında karalama kampanyası yapanların en önemli argümanı laikliğin elden gittiği ve Türkiye’nin karanlığa doğru yol aldığıydı. Ancak süreç göstermiştir ki ‘karanlığa kapalı aydınlığa açık’ sloganıyla yola çıkan partimiz, ülkemiz için her zaman sürekli aydınlığın öncüsü olmaya devam etmiştir. 

Gençlik kollarımızın düzenlediği iftar programından, üniversitelerdeki başörtüsü sorununu ve katsayı garabetini çözme yolundaki girişimlere kadar birçok meseleyi laikliğe karşı odak haline gelmekle eş tutan vesayetçi zihniyet, eğer bunlar gerçekleşirse Türkiye’nin ortaçağa döneceğini iddia ediyordu. Eğer Ak Parti durdurulamazsa Türkiye nefes alınamayacak bir ülke haline gelecekmiş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyordu. Ancak milletimizin desteği ve hakemliği ile bugün hem üniversitelerde hem de kamuda başörtüsü sorun olmaktan çıktı. Katsayı problemi çözüldü. Kendi siyasi düşüncelerinin iktidar olamamasının depresif saldırganlığı ile bu korku atmosferini oluşturmaya çalışanlar da dahil olmak üzere bugün bütün bu sorunları çözmüş bir Türkiye olarak hep birlikte huzur içinde yaşıyoruz. Şimdi biz gençlik kolları olarak katsayı problemini lisedeki genç kardeşlerimize anlatmakta güçlük çekiyoruz. Eskiden böyleydi derken “öyle saçmalık olur mu” tepkileriyle karşılaşıyoruz. Onları “Evet kardeşim gerçekten şaka gibi ama biz koca koca akademisyenlerin, siyasetçilerin, sözde hukukçuların bu adaletsizliği savunduğunu  gözlerimizle gördük” diyerek onlara yakın geçmişimizi anlatmaya çalışıyoruz.

Kapatma davası, 367 garabeti ve daha birçok örnekte görülmüştür ki, demokrasiye bu müdahaleleri yapmaya çalışanların derdi Türkiye’nin toplumsal huzuru ya da daha müreffeh bir geleceğe ulaşması değil, sözde seçkin bir zümrenin görünmeyen iktidarının devam etmesiydi. Milletin değerlerinden uzak, bu toprakların özüne yabancı, millete rağmen kendini asıl zanneden grupların değil milli iradenin üstün geleceğini her fırsatta savunan ve bu minvalde hareket eden Ak Parti, milletin gücü ve desteği ile kurulduğu günden bugüne karşılaştığı bütün bu vesayetçi müdahalelerin üstesinden gelmiştir.

Biz de gençler olarak ülkemizin kardan aydınlık yarınlara ulaşabilmesi için elimizden geleni yapmaya, bütün bedenimizi taşın altına sokmaya hazır olduğumuzu ifade etmek istiyor, hepinize katılımlarınızdan ötürü teşekkür ediyoruz. 

AK Parti Ankara İl Gençlik Kolları